Değişim insanı yücelten, geliştiren ve kişinin, sistemin yeniden doğmasını sağlayan en büyük etmenlerdendir. Peki her alanda ve her zaman mı? Maalesef her zaman değil. Mesela şu anda yaşadığımız bir değişiklik gibi. Eğitim sisteminde; liseye ya da üniversiteye yerleşme sınavlarındaki değişiklikler. YKS sınavının gelişi ve sınav uygulanışının çok sık bir aralıkta değişmesi, liseye geçiş için de mahallileşme bir yerleştirme sisteminin gelmesi de şu anda tartışılan bir konu.
Yeni gelecek sınavın kalitesi, tarzı ve doğruluğundan ziyade tartışılması gereken en önemli hususlardan birisi de bu sistemin değişiklik sıklığı. Yapılan araştırmalara göre eğitimde bir sistemin en az faaliyete geçtiği dönemden, 10 yıl sonrasına kadar değişmemesi ve o sistemin gelecekte insanların ihtiyaçlarını en azından o süre boyunca gidermesi gerekmektedir. Lakin günümüzde bunun gerçekleşmesi çok zor olabiliyor ya da mümkün dahi olmayabiliyor.
SBS’nin 3 seneye dağılma aşamasının 3 sene sonrasında tek sınava indirgemek, bir süre sonra TEOG’u getirip gene sınavı eski çoklu haline getirmek, üniversiteye giriş katsayılarının nerdeyse her iki senede bir kaldırıp yeniden yürürlüğe sokulması, 4 + 4 + 4 ün kısa sürede yürürlülüğe girip çıkışı, dershanelerin her sene farklı bir şekilde öğrencilerin karşısına çıkması (Temel lise, etüt merkezi vb.) hem öğrenciyi hem onların ebeveynlerini hem de öğretmenleri zor duruma sokmaktadır.
Resmi olarak son 11 senede eğitim sisteminde 13 değişiklik olmuştur ve bu yukarıda bahsettiklerim buna dâhil dahi değillerdir. Bu anlık değişimler öğrenciyi bir nevi kobay olarak kullanmakta olup adil olmayan şekilde bazılarının yükselip bazılarının da hak etmediği yere ilerleyememesine yol açmaktadır. Öğrencinin yeni sisteme göre kendisini ayarlaması, kendi sistemini oturtması zaten zor iken bir de aynı zamanda sistem de belki de aynı hızda değişiklik göstermektedir. Örnek olarak YKS sınavındaki felsefe sorularının çıkarılması eklenmesi; zamanın, soru sayısının ve derslerin konuların sık sık değişikliğe uğraması öğrenciye zor anlar yaşatmaktadır.
Değişmeyen tek şey değişim olsa dahi sık sık getirilen yeni sistemler öğrencileri denememelidir, öğrenciyi pasif katılımcı yerine daha aktif bir noktaya getirecek düzenlemeler yapılmalıdır; çünkü öğrenci dediklerimiz bizim geleceğimiz. Onlar nasıl gelişirse bizler de öyle gelişiriz, geliştiririz herkes de bunun farkındadır, farkında olmalıdır.